8 direkte Treffer gefunden für: Bluten


77 indirekte Treffer gefunden für: Bluten

Deutsch Türkisch
blutend {adj} kanayan
der Blutende {sub} {m} kanayan kimse
blutender Mensch {sub} {m} kanayan kişi
blutendes Magengeschwür {sub} {n} kanayan mide çıbanı
die Blutennahme {sub} {f} kan alma
die Blutentgasung {sub} {f} kan gazı giderme
die Blutentnahme {sub} {f} kan alma
die Blutentnahmekanüle {sub} {f} kan alma
die Blutentnahmemenge {sub} {f} alınan kan miktarı
der Blutentnahmeset {sub} {m} kan alma seti
Blüten bekommen {v} çiçeklenmek
Blüten tragend çiçekli
blütenartig {adj} çiçeğe benzer
die Blütenbeschreibung {sub} {f} çiçek tarifi
die Blütenbildung {sub} {f} çiçek oluşumu
das Blütenblatt {sub} {n} taçyaprağı
die Blütenblätter {sub} {pl} taçyaprakları
der Blütenduft {sub} {m} çiçek kokusu
der Blütenfall {sub} {m} çiçek dökümü
die Blütenfarbe {sub} {f} çiçek rendi
die Blütenfülle {sub} {f} çiçek bolluğu
die Blütengröße {sub} {f} çiçek büyüklüğü
der Blütenhonig {sub} {m} çiçek balı
die Blütenhülle {sub} {f} çiçek kabuğu
die Blütenknospe {sub} {f} çiçek tomurcuğu
das Blütenknäuel {sub} {n} çiçek yumağı
der Blütenkopf {sub} {m} çiçek başı
das Blütenkörbchen {sub} {n} küçük çıçek sepeti
die Blütenlese {sub} {f} antoloji
die Blütenlese {sub} {f} seçki
blütenlos {adj} çiçeksiz
die Blütenpflanze {sub} {f} çiçekli bitki
die Blütenpflanzen {sub} {pl} çiçekli bitkiler
die Blütenpflanzen {sub} {pl} tohumlu bitkiler
die Blütenpollen {sub} {pl} arı poleni
die Blütenpracht {sub} {f} çiçek bolluğu
blütenreich {adj} bol çiçekli
der Blütenreichtum {sub} {m} çiçek zenginliği
die Blütenscheide {sub} {f} [die Spatha] çiçek boşluğu
der Blütenstand {sub} {m} çiçek durumu
der Blütenstand {sub} {m} çiçekli dal
der Blütenstandstiel {sub} {m} çiçekli dal sapı
der Blütenstaub {sub} {m} polen
der Blütenstaub {sub} {m} çiçek tohumu
der Blütenstaub {sub} {m} çiçek tozu
der Blütenstaub {sub} {m} çiçektozu
die Blütenstaubkörner {sub} {pl} çiçek tohumu taneleri
der Blütenstempel {sub} {m} dişiorgan
der Blütenstiel {sub} {m} çiçek sapı
die Blütenstände {sub} {pl} çiçekli dallar
der Blütenstängel {sub} {m} çiçek sapı
die Akazienblüten {sub} {pl} [Acacia farnesiana] Akasyası (Aroma), Akasya Çiçeği
die Algenblüten {sub} {pl} yosun çiçekleri
an der Lippe bluten {v} dudağı kanamak
an den Lippen bluten {v} dudakları kanamak
anfangen zu bluten {v} kanamaya başlamak
aus der Nase bluten {v} burnu kanamak
das Ausbluten {sub} {n} kan kaybetme
das Ausbluten {sub} {n} tüm kanını kaybetme
ausbluten {v} kan kaybetmek
ausbluten {v} tüm kanını kaybetmek
ausbluten {v} [Bauwesen: Ausbluten des Betons] sızmak [beton sızması]
die Bachblüten {sub} {pl} [Auszüge] bitki çiçekleri ekstraktları
die Bachblüten {sub} {pl} bitki çiçekleri
die Baumblüten {sub} {pl} ağaç çiçekleri
Busfahrer hat Zahnfleischbluten Otobüs şoförünün diş eti kanıyor
durchbluten {v} [ich blitzte durch, ich habe durchgeblitzt] etrafı kana bulamak
durchbluten {v} [ich blitzte durch, ich habe durchgeblitzt] her tarafını kan bulamak
durchbluten {v} [ich blitzte durch, ich habe durchgeblitzt] kanlandırmak
die Eibischblüten {sub} {pl} [Flos Altheae] HATMİ ÇİÇEĞİ
ein wenig bluten biraz kanamak
das Entbluten {sub} {n} kanını giderme
die Frühlingsblüten {sub} {pl} ilkbahar çicekleri
gehörig bluten {v} [ugs.: zahlen] oldukça çok ödemek
heftig bluten {v} fena kanamak
die Hibiscusblüten {sub} {pl} [Flos Hibisci] bamya çiçeği
die Klatschmohnblüten {sub} {pl} [Flos Rhoeados] Gelincik Çiçeği
0.004s