3 direkte Treffer gefunden für: tatsachen


41 indirekte Treffer gefunden für: tatsachen

Deutsch Türkisch
Tatsachen vernebeln gerçekleri gizlemek
Tatsachen vorbringen {v} gerçekleri ortaya dökmek
Tatsachen über Berlin Berlin in gerçekleri
Tatsachen- gerçekler-
der Tatsachenbericht {sub} {m} olayın aslı hakkında rapor
der Tatsachenbericht {sub} {m} olayları olduğu gibi anlatan rapor
die Tatsachenfeststellung {sub} {f} gerçek saptama
der Tatsachenirrtum {sub} {m} olayda yanılma
der Tatsachenirrtum {sub} {m} fiili hata
der Tatsachenirrtum {sub} {m} maddi hata, yanılma
der Tatsachenverdreher {sub} {m} olayları çarpıtan
die Tatsachenverdreherin {sub} {f} [weiblich] olayları çarpıtan bayan
die Tatsachenverdrehung {sub} {f} olayları çarpıtma
die Tatsachenvermutung {sub} {f} gerçek tahmini
die Tatsachenwahrheit {sub} {f} gerçeklerin doğruluğu
tatsachenwidrig {adj} law gerçeklere aykırı
auf dem Boden der Tatsachen [in der Realität] gerçekte
Aufklärung der Tatsachen {sub} {f} gerçekleri açığa çıkarma
Aufklärung der Tatsachen {sub} {f} gerçekleri ortaya çıkarma
bekannte Tatsachen {sub} {pl} bilinen gerçekler
Darstellung der Tatsachen {sub} {f} gerçeklerin sunumu
das sind keine Tatsachen bunlar gerçek değil
entspricht nicht den Tatsachen bu gerçeklere uygun değil
Falschdarstellung von Tatsachen {sub} {f} gerçekleri çarpıtma
Feststellung der Tatsachen {sub} {f} gerçekleri soruşturma
gesicherte Tatsachen {sub} {pl} teminatlı gerçekler
grundlegende Tatsachen {sub} {pl} temel gerçekler
mit den Tatsachen gerçeklerle
Nachweis der Tatsachen {sub} {m} gerçeklerin ispatı
nackte Tatsachen {sub} {pl} açık gerçekler
offenkundige Tatsachen {sub} {pl} açık gerçekler
rechtserzeugende Tatsachen {sub} {pl} bir hakkın doğumunu ortaya koyan ve bunu normal gösteren olgular
rechtshemmende Tatsachen {sub} {f} normal olarak doğması gereken hakkın doğumunu engelleyen olgular
unter Berufung auf Tatsachen gerçeklere dayanarak
unter Vorspiegelung falscher Tatsachen gerçekleri çarpıtarak
unter Vortäuschung falscher Tatsachen gerçekleri çarpıtarak
unumstößliche Tatsachen {sub} {pl} mutlak gerçekler
unwesentliche Tatsachen {sub} {pl} önemsiz gerçekler
Verdrehung der Tatsachen {sub} {f} gerçekleri saptırmak
Verschleierung der Tatsachen {sub} {f} gerçekleri örtbas etme
wesentliche Tatsachen {sub} {pl} temel gercekler
0.003s