Keine direkten Treffer gefunden für: gune

Deutsch Türkisch

57 indirekte Treffer gefunden für: gune

Deutsch Türkisch
der Abendhimmel {sub} {m} güneş batışından birkaç saat sonrası gökyüzü
das Abruzzen {sub} {n} güney italya‚da bir bölgenin adı
der Acajoubaum {sub} {m} Güney Amerika elma ağacı
Achse der Ekliptik {sub} {f} güneşin gökyüzünde izlediği yol ekseni
das Adygeja {sub} {n} güneyde bir Rus Federal Cumhuriyeti
das Afrikans {sub} {n} Güney Afrika Boer dili
das After-Sun-Produkt {sub} {n} güneş banyosundan sonra kullanılan mamul
Akne solaris {sub} {f} güneş sivilcesi
das Aktinogramm {sub} {n} [Aufzeichnung der Sonneneinstrahlung] güneş ışınlarını kayıt eden alet
das Aktinometer {sub} {n} güneş ışınlarının kuvvetini ölçme sunii
die Aktinometrie {sub} {f} güneş ışınları ölçümü
aktinometrisch {adj} güneş ışınları ile ilgili
der Albigenser {sub} {m} Güney Fransa‚daki bir Hristiyan mezhebinden olan halk
am Südufer güney kıyıda
an der Sonne getrocknet güneşte kurutulmuş
an der Sonne getrocknete Aprikosen güneşte kurutulmuş kayısılar
der Ara {sub} {m} Güney Amerika’ya özgü bir cins papağan
auf der Sonnenseite güneşli tarafta
auf Sonnenenergie umstellen güneş enerjisine çevirmek
der Augenschirm {sub} {m} güneş siperi
aus dem Süden güneyden
aus dem Süden sein {v} güneyden olmak
aus Süden güneyden
aus südlicher richtung güney yönünden
austral [veraltet: auf der Südhalbkugel gelegen] güney kürede
der Aventurinfeldspat {sub} {m} [Sonnenstein] güneş taşı
das Backobst {sub} {n} güneşte kızartılmış meyve
die Baldachinobelkante {sub} {f} güneşlik storu
das Banat {sub} {n} güney Avrupa‚da bir bölgenın adı
der Basilisk {sub} {m} güney amerika kertenkelesi
Bayreuth Güney Almanya`da bir şehir
bei einem Sonnenbrand güneş yakmasında
das Belichtungsmesser {sub} {n} güneş ışınlarının kuvvetini ölçme sunii
besonnt {adj} güneşli
besonntes Zimmer güneş alan oda
die Besonnung {sub} {f} güneş ışınlarına maruz bırakmak
die Besonnungsanlage {sub} {f} güneş ışınları tesisi
Bewohner des Südens {sub} {pl} güneyde oturanlar
die Blende {sub} {f} güneşlik
die Blendscheibe {sub} {f} güneşlik
der Blendschutz {sub} {m} güneşlik
die Bola {sub} {f} Güney Amerika sapanı
der Brand {sub} {m} güneş yakması
der Brand {sub} {m} güneş yanığı
die Brandsalbe {sub} {f} güneş yanığı kremi
braten {v} [bratete, hat gebraten] güneş altında yanmak
braun {adj} [sonnengebräunt] güneşten yanık
das Braun {sub} {n} güneş yanığı
braun von der Sonne güneşten bronz
braun werden {v} [von der Sonne] güneşte yanarak esmerleşmek
braun werden {v} güneşte yanmak
Darlehen für einen Tag {sub} {n} bir günlüğüne
für einen Tag bir günlüğüne
die Lagune {sub} {f} bataklık
die Lagune {sub} {f} kıyı sığ gölü
von Tag zu Tag günden güne
zweitägig {adj} iki günlüğüne
0.003s