35 direkte Treffer gefunden für: Sessiz


77 indirekte Treffer gefunden für: Sessiz

Deutsch Türkisch
die Afonie {sub} {f} sessizlik
angeschlichen kommen {v} sessizce gelmek
anpirschen {v} [ugs. für sich heranschleichen] sessizce yaklaşmak
auf leisen Sohlen schleichend sessizce
bitte leise! sessiz olun lütfen!
Bitte um Ruhe {sub} {f} sessizlik ricası
davongeschlichen sessizce sıvıştı
davonschleichen {v} [schlich davon, bin davongeschlichen] sessizce kaçmak
davonschleichen {v} [schlich davon, bin davongeschlichen] sessizce tüymek
das Decrescendo {sub} {n} [leiser werdend] sessizleşen
die leise Stimme des Gewissens sessizlik vicdanın sesi
die Platte putzen [ugs.: sich unbemerkt entfernen] sessizce uzaklaşmak
die Ruhe stören sessizliği bozmak
die Stille bewahren sessizliği korumak
die Stille brechen sessizliği bozmak
die durchschleichen {sub} {f} sessizce geçmek
eine ruhige Miene annehmen {v} sessiz bir yüz ifadesine bürünmek
einen ruhigen Ort aufsuchen {v} sessiz bir yer bulmak
er wurde ganz klein sessiz kaldı
es herrscht Ruhe sessizlik var
der Geräuschdämpfer {sub} {m} sessizlestirici
geräuschloser Gang {sub} {m} sessiz işleme
geräuschloser Gang {sub} {m} sessiz vites
geräuschloser Gang {sub} {m} sessiz çalışma
geräuschloser Luftfilter {sub} {n} sessiz hava filtresi
die Geräuschlosigkeit {sub} {f} sessizlik
geschlichen kommen {v} sessizce gelmek
halkyonisch {adj} sessiz sedasız ve sakin
halt die Waffel! sessiz ol!
hauchen [auch flüstern, stimmlos sprechen] sessiz konuşmak
heimlich {adj} {ugs.} [still und leise] sessizce
heimlich {adj} {ugs.} [still und leise] sessiz sedasız
herumgeschleichen {v} sessizce gezinmek
hinausstehlen {v} [ich leise, heimlich aus einem Raum o. Ä. entfernen] sessizce odayı terketmek
hineinschleichen {v} sessizce içeri girmek
huschen {v} sessizce geçmek
huschend {adj} sessizce geçen
huscht [er, sie, es~] sessizce geçiyor
der Höckerschwan {sub} {m} sessiz kuğu
ich beneide Sie um Ihre Ruhe sessizliğinize imreniyorum
ich muss mal im stillen Kämmerlein darüber nachdenken sessiz bir yerde bunu düşünmem lâzım
ich möchte ein ruhiges Zimmer sessiz bir oda istiyorum
ich möchte in Ruhe lesen sessizce okumak istiyorum
im Ruhezustand sessiz durumda
im Stillen sessizce
in aller Stille sessizce
in aller Stille heiraten {v} sessiz sedasız evlenmek
in einer ruhigen Minute sessiz bir anda
in Ruhe befindlich sessiz olan
in Ruhe und Frieden leben {v} sessiz ve barış içinde yaşamak
in ruhiger Weise sessiz şekilde
der Frikativlaut {sub} {m} [Grammatik] sürekli sessiz
ganz leise {adj} çok sessiz
ganz ruhig tam sessiz
ganz still tam sessiz
leise {adj} ince sessiz
leiser {adj} daha sessiz
mäuschenstill {adj} [reglos] son derece sessiz
ruhiger {adj} daha sessiz
ruhigere- daha sessiz
ruhigste {adj} en sessiz
schalltot {adj} [vollkommen schalldicht] tamamen sessiz
sehr leise {adj} çok sessiz
so still wie ein Grab mezar gibi sessiz
so still wie möglich mümkün olduğu kadar sessiz
so still wie möglich olabildiği kadar sessiz
so still wie möglich olabildiğince sessiz
so stumm wie ein Fisch balık gibi sessiz
still und leise {adj} sakin ve sessiz
stillste {adj} en sessiz
stockstill {adj} {ugs.} tamamen sessiz
stummer {adj} daha sessiz
todesstill {adj} ölü gibi sessiz
tonloser {adj} daha sessiz
tonloseste {adj} en sessiz
totenstill {adj} ölü gibi sessiz
vollkommen ruhig {adj} tamamen sessiz
0.006s