Keine direkten Treffer gefunden für: steck

Deutsch Türkisch

77 indirekte Treffer gefunden für: steck

Deutsch Türkisch
steck es in den Arsch! bir yerine sok!
die Steckachse {sub} {f} dingil pimi çivisi
die Steckachse {sub} {f} tahrik mili
die Steckachsennabe {sub} {f} dingil başı pimi
die Steckachsennabe {sub} {f} dingil pimi göbeği
der Steckanschluss {sub} {m} fiş bağlantısı
die Steckantenne {sub} {f} sokma anten
steckbar {adj} sokulabilir
die Steckbaugruppe {sub} {f} sokma düzeneği
das Steckbecken {sub} {n} yatak lâzımlığı
das Steckblech {sub} {n} sokma sac
die Steckblende {sub} {f} sokma blend
der Steckbolzen {sub} {m} sokma fiş
die Steckbolzenkupplung {sub} {f} sokma pinli debriyaj
der Steckbrief {sub} {m} [Rechtswissenschaft] aranan yada ünlü bir kişinin özellikleriyle tanımlanması
der Steckbrief {sub} {m} [Rechtswissenschaft: Haftbefehl] gıyabi tutuklama emri tezkeresi
der Steckbrief {sub} {m} yakalama müzekkeresi
der Steckbrief {sub} {m} yargılama makamının kararının yerine getirilmesi konusunda yazdığı yazı
der Steckbrief {sub} {m} [Rechtswissenschaft: Haftbefehl] tutuklama yazısı
der Steckbrief {sub} {m} [Rechtswissenschaft: Haftbefehl] tevkif müzekkeresi
der Steckbrief {sub} {m} [Rechtswissenschaft: Haftbefehl] yakalama müzekkeresi
die Steckbriefe {sub} {pl} [Rechtswissenschaft: Haftbefehl] yakalama müzekkereleri
die Steckbriefe {sub} {pl} [Rechtswissenschaft: Haftbefehle] tevkif müzekkereleri
steckbrieflich {adj} gıyabi tutuklama kararıyla
die Steckbuchse {sub} {f} bağlama yüksüğü
die Steckbuchse {sub} {f} duy kontağı
die Steckbürste {sub} {f} sokma fırça
die Steckdose {sub} {f} akım prizi
die Steckdose {sub} {f} bağlama yüksüğü
die Steckdose {sub} {f} ceryan prizi
die Steckdose {sub} {f} ceryan prizi duyu
die Steckdose {sub} {f} dişi fiş
die Steckdose {sub} {f} duvar bağlantı kutusu
die Steckdose {sub} {f} fiş soketi
die Steckdose {sub} {f} kontak fişi
die Steckdose {sub} {f} priz
die Steckdose {sub} {f} soket
die Steckdosen {sub} {pl} prizler
das Steckelement {sub} {n} duy kontağı
das Stecken {sub} {n} [hinein-] sokma
das Stecken {sub} {n} [pflanzen] dikme
stecken {v} [hinein-] içine koymak
stecken {v} [hinein-] koymak
stecken {v} [hinein-] sokmak
stecken {v} [mit Nadeln] iğnelemek
stecken {v} [Pflanze: steckte, hat gesteckt] ekimini yapmak
stecken {v} [Pflanze: steckte, hat gesteckt] ekmek
stecken {v} [pflanzen] dikmek
stecken {v} [Samen,Setzlinge] tohum ekmek
stecken {v} [sich befinden] bulunmak
stecken {v} [Stecklinge] fide dikmek
das Austernbesteck {sub} {n} istiridye yeme çatal bıçağı
der Ärztebesteck {sub} {m} doktor takımı
das Besteck {sub} {n} [ugs.: Spritzbesteck für Drogen] uyuşturucu için araç-gereç
das Besteck {sub} {n} kaşık çatal bıçak takımı
das Besteck {sub} {n} çatal bıçak takımı
das Besteck {sub} {n} çatal takımı
bestes Besteck {sub} {n} en iyi çatak bıçak
das Bluttransfusionsbesteck {sub} {n} kan nakli takımı
chirurgisches Besteck {sub} {n} cerrahi enstrümanlar
das Edelstahlbesteck {sub} {n} paslanmaz çelikten çatal bıçak
das Essbesteck {sub} {n} sofra takımı
das Essbesteck {sub} {n} çatak kaşık
das Essbesteck {sub} {n} çatal bıçak takımı
Essgeschirr und Essbesteck tabak, çanak, çatal, kaşık v.s.
das Eßbesteck {sub} {n} [alt] çatal kaşık
das Fischbesteck {sub} {n} [kollektiv] balık çatal bıçağı
das Fischbesteck {sub} {n} balık çatalı
das Gesteck {sub} {n} şapka süsü
das Heroinbesteck {sub} {n} eroin takımı
das Holzbesteck {sub} {n} tahta bıçak çatal
das Hummerbesteck {sub} {n} istakoz çatal bıçağı
im Versteck gizli
das Impfbesteck {sub} {n} aşı takımı
der Intubationsbesteck {sub} {m} ağızdan boğaza ilaç verme edevatı
das Kaminbesteck {sub} {n} şömine takımı
das Messerbesteck {sub} {n} bıçak takımı
0.004s