10 direkte Treffer gefunden für: liegen


77 indirekte Treffer gefunden für: liegen

Deutsch Türkisch
Liegen auf dem Rücken {sub} {n} sırtta durmak
liegen bei {v} ekte olmak
liegen bleiben {v} [Gegenstand] olduğu yerde kalmak
liegen bleiben {v} [nicht aufstehen] kalkmamak
liegen bleiben {v} [unerledigt bleiben] sürüncemede kalmak
liegen bleiben {v} [Verkehr] bozulup kalmak
liegen bleiben {v} [Wirtschaft] malın elde kalması
liegen bleiben {v} bir yerde unutulmak
liegen bleiben {v} olduğu yerde yatmak
liegen bleiben {v} satılmaması
liegen bleiben {v} sürüncemede kalmak
liegen bleiben {v} yarım kalmak
liegen bleiben {v} yattığı yerden kalkmamak
liegen bleiben {v} yatıp kalmak
liegen bleiben {v} yüzüstü kalmak
liegen geblieben [nicht aufgestanden] kalkmamış
liegen lassen {v} bir şeyi bir yerde unutmak
liegen lassen {v} bırakmak
liegen lassen {v} değer vermemek
liegen lassen {v} işi sermek
liegen lassen {v} sürüncemede bırakmak
liegen lassen {v} unutmak
liegen lassen {v} önem vermemek
liegen lassen {v} önemsememek
liegenbleiben {v} [Buch auf dem Tisch] (masa üstünde) unutulmak
liegend {adj} ufki
liegend {adj} yatarak
liegend {adj} yatık
liegend aufbewahren {v} yatar şekilde saklamak
das Liegende {sub} {n} [Geologie] maden yatağı
das Liegende {sub} {n} [Geologie] taban
liegende Bauart {sub} {f} yatık inşa şekli
liegende Figur {sub} {f} yatık şekil
liegende Flotte {sub} {f} bekleyen donanma
liegende Habe {sub} {m} bekleyen mal
liegende Leitung {sub} {f} yerde duran hat
liegende Maschine {sub} {f} çalışmadan duran makine
liegende Stellung {sub} {f} yatar durum
Liegende und stehende Zylindertanks {sub} {pl} yatan ve dikili silindir tanklar
der Liegender {sub} {m} yatan
Liegendes yatık duran
liegendes Gut {sub} {n} bekleyen mal
die Liegendkontrolle {sub} {f} yatarken inceleme
die Liegendmessung {sub} {f} yatarken ölçme
liegengeblieben unutulup kalmış
liegengebliebener Zug {sub} {m} yolda kalan tren
das Liegengebliebenes {sub} {n} unutulup kalan
liegenlassen {v} [links~] ilgilenmemek
liegenlassen {v} [links~] sürüncemede bırakmak
liegenlassen {v} unutmak
die Liegenschaft {sub} {f} akarat
abfliegen {v} uçup gitmek
das Abfliegen {sub} {n} havalanma
abfliegen {v} [flog ab, hat abgeflogen] hareket etmek
abfliegen {v} [Flugzeug: flog ab, ist abgeflogen] havalanmak
abfliegen {v} [Flugzeug: flog ab, ist abgeflogen] kalkmak
abfliegen {v} [Passagier: flog ab, ist abgeflogen] uçakla hareket etmek
das Abliegen {sub} {n} [Druckfarbe] dura dura zamanla rengini almak
abliegen {v} [lag ab, ist abgelegen] bir serden uzak olmak
abliegen {v} [lag ab, ist abgelegen] uzakta olmak
abliegen {v} [lag ab, ist abgelegen] zor ve sapa bir yerde olmak
Alle Vögel fliegen uçtu uçtu kim uçtu oyunu
alleinfliegen {v} yalnız uçmak
am Boden liegen yerde yatmak
am Herzen liegen {v} kalpte olmak
am Herzen liegen {v} gönül vermek
am Strand liegen plajda yatmak
am Strand liegen kumsalda güneşlenmek
an der Spitze liegen başta gelmek
an einer Straße liegen bir yol kenarında kalmak
an erster Stelle liegen {v} ilk sırada olmak
anfliegen {v} [flog an, ist angeflogen] uçarak bir yere yaklaşmak
anfliegen {v} [flog an, ist angeflogen] uçarak yanaşmak
anfliegen {v} [Flugzeug] bir yere doğru uçmak
anfliegen {v} [Flugzeug] inerek bir yere uğramak
anfliegen {v} [ugs.] kolaylıkla elde edilmek
Angst vor dem Fliegen {sub} {f} uçaktan korkmak
0.004s