8 direkte Treffer gefunden für: Helle


77 indirekte Treffer gefunden für: Helle

Deutsch Türkisch
Dementia infantilis Heller {sub} {f} heller hastalığı
helle Farbe {sub} {f} açık renk
helle Farben {sub} {pl} açık renkler
helle Flamme {sub} {f} açık alev
helle Freude {sub} {f} büyük sevinç
helle Hautfarbe {sub} {f} açık deri
helle Hautfarbe {sub} {f} açık ten
helle Hölzer {sub} {pl} açık renkli ağaçlar
helle Kaltschweissstelle açık renkli soğuk kaynak yeri
helle Kleinkinderstimme ince küçük çocuk sesi
helle Kopie {sub} {f} açık fotokopi
helle Köpfe {sub} {pl} akıllı insanlar
helle Schein pırıltılı ışık
helle Soße {sub} {f} açık sos
helle Stimme {sub} {f} açık ses
helle Strähne {sub} {f} açık saç lülesi
helle Traube {sub} {f} beyaz üzüm
helle Zelle {sub} {f} beyaz hücre
die Hellebarde {sub} {f} balta şeklinde eskiden bir savaş aleti
die Hellebarden {sub} {pl} balta şeklinde eskiden savaş aletleri
die Hellempfindlichkeitskurve {sub} {f} parlaklık hassaslığı eğrisi
hellen {v} aydınlatmak
der Hellene {sub} {m} Elen
der Hellene {sub} {m} Helen
der Hellene {sub} {m} Yunanlı
das Hellenentum {sub} {n} Elenlik
das Hellenentum {sub} {n} Helenlik
hellenisch {adj} Helenlerle ve Yunanistan'la ilgili
hellenisch {adj} Yunan
hellenisch {adj} Yunanlılarla
Hellenische Republik {sub} {f} [offizieller Landesname Griechenlands] Helen Cumhuruyieti
hellenisieren {v} helenleştirmek
die Hellenisierung {sub} {f} helenleştirme
der Hellenismus {sub} {m} Helenizm
der Hellenismus {sub} {m} 300 yıllarında başlayan kültür ve sanat akımı ve dönemin adı
hellenistisch {adj} elenistik
hellenistisch {adj} helenlikle ilgili
der Heller {sub} {m} 1900'lü yıllarda tedavülde olan en küçük Alman para birimi
der Heller {sub} {m} mangır
der Heller {sub} {m} metelik
der Heller {sub} {m} para
heller Fleck {sub} {m} açık leke
heller geworden {sub} {f} rengi açıldı
heller Glanz {sub} {m} açık parlaklık
heller Himmel {sub} {m} açık gökyüzü
heller leuchten als {v} …de,…dan daha fazla ışıtmak
heller machen {v} beyazlaştırmak
heller Mond {sub} {m} parlak ay
heller Schal {sub} {m} açık renkli atkı
heller Schein {sub} {m} açık görüngü
heller Sonnenschein {sub} {m} parlak güneş
die Abstandsrohrschelle {sub} {f} aralık bileziği
die Abstandsschelle {sub} {f} aralık bileziği
die Anbohrschelle {sub} {f} delik açma bağlantısı
die Armierungsschelle {sub} {f} zırhlı kelepçe
die Auspuffrohrschelle {sub} {f} egzoz borusu kelepçesi
die Befestigungsschelle {sub} {f} kelepçe
die Befestigungsschelle {sub} {f} kelepçe irtibat köprüsü
blendende Helle {sub} {f} göz kamaştırıcı parlaklık
die Blitzableiterschelle {sub} {f} paratoner kelepçesi
die Blockschelle {sub} {f} palanga bilezik
die Bügelschelle {sub} {f} etriye kelepçesi
die Bügelschelle {sub} {f} üzengi kelepçesi
die Diagonalschelle {sub} {f} çapraz bilezik
die Distanzschelle {sub} {f} ara bilekçeği
die Doppelrohrschelle {sub} {f} çift borulu kelepçe
die Doppelschelle {sub} {f} çift kelepçe
die Druckschelle {sub} {f} tazyik bileziği
echte Küchenschelle {sub} {f} lale
echte Küchenschelle {sub} {f} Manisa lalesi
die Erdschelle {sub} {f} radyo toprak irtibat halkası
die Erdungsschelle {sub} {f} topraklama bileziği
die Federschelle {sub} {f} yaylı bilezik
die Fernrohrschelle {sub} {f} teleskop yatağı manşonu
die Gleitschelle {sub} {f} kılavuz blezik
die Halbschelle {sub} {f} yarım yuvarlak mandal
die Halteschelle {sub} {f} tutucu bilezik
0.004s