10 direkte Treffer gefunden für: uzak


77 indirekte Treffer gefunden für: uzak

Deutsch Türkisch
ab {adv} [entfernt] uzaklaşmış
ab sein {v} uzakta bulunmak
abdrängen {v} [drängte ab, hat abgedrängt] uzaklaştırmak
der Abduktor {sub} {m} uzaklaştırıcı kas
abgelegener Ort {sub} {m} uzak bölge
abgelegener Ort {sub} {m} uzak yer
die Abgelegenheit {sub} {f} uzak olma
die Abgelegenheit {sub} {f} uzaklık
Abgelegenheits- uzaklık-
abgesetztes Tier {sub} {n} uzaklaştırılmış hayvan
abgetrieben uzaklaştırılmış
abgewanderte Kunden zurückgewinnen {v} uzaklaşan müşterileri geri kazanmak
abhalten {v} [fernhalten: hielt ab, hat abgehalten] uzak tutmak
abliegen {v} [lag ab, ist abgelegen] uzakta olmak
abliegend {adj} uzakta olan
abrücken {v} [rückte ab, ist abgerückt] uzaklaştırmak
abrücken {v} [sich] uzaklaşmak
abrückend {adj} uzaklaşan
die Abrückung {sub} {f} uzaklaşma
abschieben {v} [schob ab, hat abgeschoben] uzaklaştırmak
die Abschiebung {sub} {f} uzaklaştırma
Abschiebungs- uzaklaştırma-
abseits {adv} uzakta
absentieren {v} [sich] uzaklaşmak
absentieren, sich {v} uzaklaşmak
absentiert uzaklaşmış
absentierte uzaklaşmıştı
absetzen {v} [setzte ab, hat abgesetzt] uzaklaştırmak
absetzen {v} [sich] uzaklaşmak
absitzend {adj} uzakta oturan
absondern {v} [sonderte ab, hat abgesondert] uzaklaştırmak
absondern {v} [sonderte sich ab, hat sich abgesondert] uzak durmak
der Abstand {sub} {m} uzaklık
Abstand halten! uzak durunuz!
Abstand halten {v} uzaktan takip etmek
Abstand halten {v} [Autofahrt] uzaktan takip etmek
Abstand nehmen {v} uzaklaşmak
der Abstandswinkel {sub} {m} uzaklık açısı
der Abstandszünder {sub} {m} uzaktan kumandalı ateşleme tertibatı
abstehen {v} [entfernt sein] uzak durmak
abtreiben {v} [trieb ab, hat abgetrieben] uzaklaştırmak
der Abtreiber {sub} {m} uzaklaştırıcı
die Abtreibung {sub} {f} uzaklaştırma
die Abtreibungen {sub} {pl} uzaklaştırmalar
Abtreibungs- uzaklaştırma
abwandern {v} [wanderte ab, hat abgewandert] uzaklaşmak
das Abwehren {sub} {n} [Gefahr] uzak tutma
abwehren {v} [Gefahr] uzak tutmak
abweichen {v} [wich ab, hat abgewichen] uzaklaşmak
die Abwesenheitspflegschaft {sub} {f} uzaklıktan dolayı kendi varlık olaylarını kendisi yürütemeyecek bir kişinin bu işlerine vekilen başkasını bırakması
am Arsch sein {v} uzak ve ıssız bir yerde
ab vom Schuss hedeften uzak
abgelegen von …dan uzak
abgelegen von …den uzak
achsfern dingilden uzak
der Akosmismus {sub} {m} dünyadan uzak
am weitesten {adj} en uzak
die Angel {sub} {f} tuzak
die Auffangvorrichtung {sub} {f} tuzak
aufgeklärt {adj} batıl inançlardan uzak
ausweglose Falle {sub} {f} çaresiz tuzak
außer Zweifel kuşkudan uzak
äußerste {adj} [fern] en uzak
äußerster {adj} [fern] en uzak
äußerstes {adj} [fern] en uzak
die Baumfalle {sub} {f} ağaçtan yapılma tuzak
bildungsfern eğitimden uzak
bürgerfern {adj} halktan uzak
ein paar Schritte weg birkaç adım uzak
entfernt von …den uzak
entfernter {adj} daha uzak
entferntest {adj} en uzak
entfernteste {adj} en uzak
enthaltsam {adj} yaşam zevklerinden uzak
es ist wirklich nicht sehr weit gerçekten çok uzak
etwas ab vom Schuss biraz mekândan uzak
die Falle {sub} {f} [figürlich] tuzak
0.004s