Keine direkten Treffer gefunden für: kars

Deutsch Türkisch

51 indirekte Treffer gefunden für: kars

Deutsch Türkisch
die Abdeckungsfrequenz {sub} {f} karşılayıcı frekans
der Abdeckungsgrad {sub} {m} karşılama derecesi
abgeglichene Daten {sub} {pl} karşılaştırılmış veriler
abgestufter Springer {sub} {m} [Cembalo] karşılıklı manşon
der Abgleich {sub} {m} karşılaştırma
abgleichen {v} [glich ab, hat abgeglichen] karşılaştırmak
die Abgleichung {sub} {f} karşılaştırma
abhold sein {v} [veraltet] karşı olmamak
abholen {v} [holte ab, hat abgeholt] karşılamak
die Abholung {sub} {f} karşılama
die Abholzeit {sub} {f} karşılama
Abhängigkeit, gegenseitige~ {sub} {f} karşılıklı bağımlılık
der Abhängigkeitsblock {sub} {m} karşılıklı bağımlı grup
ablösen {v} [sich] karşılıklı değişmek
die Abneigung {sub} {f} karşıt duygu
der Abrechnungsverkehr {sub} {m} karşılıklı borç ve alacakları hesaplama
Abschluss von Deckungsgeschäften {sub} {m} karşılık işlemini neticeye bağlama
Absicherung mit Deckungsgeschäften {sub} {f} karşılama işlemlerinde emniyet
Abstand untereinander {sub} {m} karşılıklı mesafe
die Abwehr {sub} {f} karşı koyma
Abweichungen vom Reziprozitätsgesetz {sub} {m} karşılılılık kanununa uymama
adversativ karşıt
der Adversativsatz {sub} {m} karşıt cümle
adverse Reaktion {sub} {f} karşıt reaksiyon
adversiv karşı tarafa yönelik
Affront, gegen- {sub} {m} karşı hakaret
das Akzeptgeschäft {sub} {n} karşılıksız senet ile ticaret
der Akzeptkredit {sub} {m} karşılıksız kredi
als Ersatz karşılık olarak
als Gegengewicht dienen karşı güç olarak yaramak
als Gegengift karşı zehir olarak
als Gegengift dienend karşı zehir olarak yaramak
als Gegengift wirkend karşı zehir olarak etkili olma
als Gegenkontrahent auftreten karşı rakip olarak ortaya çıkmak
als Gegenleistung karşı güç olarak
als Gegenleistung karşılık olarak
als Gegenleistung geben karşılık olarak vermek
als Gegenseite karşı taraf olarak
als Gegenwert annehmen {v} karşı değer olarak kabul etmek
als Vergeltung karşılık olarak
anbaggern {v} [herausfordernd] karşısındakine maksatlı olarak ilgi duyduğunu söylemek
anblaffen {v} [blaffte an, hat angeblafft] karşısına dikilip havlamak
anfechtbar [Gesetz, Argument] karşı çıkılabilen
die Anfechtbarkeit {sub} {f} karşı çıkılabilirlik
die Anfechtung {sub} {f} karşı çıkma
angesichts [Präposition+Genitiv] karşısında
angähnen {v} karşısında esnemek
anhand eines Vergleichs karşılaştırma vasıtasıyla
anlaufen {v} [gegen] karşı durmak
anlaufen {v} [gegen~] karşı durmak
der Anstand {sub} {m} karşı durma
0.003s