14 direkte Treffer gefunden für: gerecht


77 indirekte Treffer gefunden für: gerecht

Deutsch Türkisch
gerecht handeln {v} adaletli davranmak
gerecht verteilen {v} adil olarak paylaştırmak
gerecht werden {v} adil olmak
gerechte Arbeitsrichtlinien {sub} {pl} adaletli iklkeleri
gerechte Lösung {sub} {f} adaletli çözüm
gerechte Sache {sub} {f} uygun şey
gerechte Strafe {sub} {f} uygun ceza
gerechte Verteilung {sub} {f} adil dağıtım
die Gerechten {sub} {pl} adiller
gerechter {adj} daha adaletli
gerechter Anteil {sub} {m} adil pay
gerechter Himmel {sub} {m} insaf
gerechter Krieg {sub} {m} adil savaş
gerechter Krieg {sub} {m} haklı savaş
gerechter Mann {sub} {m} adil adam
gerechter Preis {sub} {m} adil fiyat
gerechter Preis {sub} {m} uygun fiyat
gerechter Wettbewerb {sub} {m} adil rekabet
gerechtere Verteilung der Lasten {sub} {f} yüklerin adil dağıtımı
gerechtermaßen {adv} adilane
gerechtermaßen {adv} hakça
gerechterweise {adv} adil olmak gerekirse
gerechterweise {adv} hakçası
gerechteste {adj} en adil
gerechtfertigste {adj} en haklı
gerechtfertigt {adj} [rechtswissenschaftlich] hukuken haklı
gerechtfertigt {adj} haklı
gerechtfertigt {adj} kanunen haklı
gerechtfertigt sein {v} kanunen haklı olmak
gerechtfertigte Entlassung {sub} {f} haklı işten çıkarma
gerechtfertigter {adj} daha haklı
gerechtfertigtermaßen haklı olarak
die Gerechtigkeit {sub} {f} adalet
die Gerechtigkeit {sub} {f} doğruluk
die Gerechtigkeit {sub} {f} dürüstlük
die Gerechtigkeit {sub} {f} hak
die Gerechtigkeit {sub} {f} hakkaniyet
die Gerechtigkeit {sub} {f} haklılık
die Gerechtigkeit {sub} {f} insaf
die Gerechtigkeit {sub} {f} tüze
Gerechtigkeit für Tiere {sub} {f} hayvanlar için adalet
Gerechtigkeit Genüge tun {sub} {m} adalete uymak
Gerechtigkeit verlangen {v} adalet talep etmek
Gerechtigkeit üben {v} adil olmak
die Gerechtigkeiten {sub} {pl} adaletler
die Gerechtigkeiten {sub} {pl} doğruluklar
das Gerechtigkeitsgefühl {sub} {n} adalet duygusu
das Gerechtigkeitsgefühl {sub} {n} adalet hassaslığı
das Gerechtigkeitsgefühl {sub} {n} adalet hissi
das Gerechtigkeitsgefühl {sub} {n} adalete verilen önem
die Gerechtigkeitsliebe {sub} {f} adalet sevgisi
achsengerecht dingile uygun
adressatengerecht {adj} [Beispiel: der Sprecher hingegen muss sich adressatengerecht ausdrücken, wenn er verstanden werden will] kişiye mahsus; kişiye özel [Örnek: Konuşan kişi anlaşılmak istiyorsa, önündeki topluma göre sözlerini seçmeli.]
alleiniges Sorgerecht {sub} {n} yalnız bakma hakkı
altengerecht yaşlıya göre
altersgerecht {adj} yaşa uygun
anforderungsgerecht {adj} talebe uygun
das Anlegerecht {sub} {n} yatırımcı hakkı
artgerecht uygun koşullarda
autogerecht {adj} otomobile uygun
automationsgerecht {adj} otomatikleşmeye elverişli
bedarfsgerecht {adj} gereksinime uygun
behindertengerecht {adj} özürlülere uygun
behindertengerecht özürlüye uygun
bühnengerecht {adv} sahnelemeye elverişli
bühnengerecht {adv} sahnelemeye uygun
bühnengerecht {adv} tiyatroya uyarlanabilir
computergerecht {adj} bilgisayara uygun
elterliches Sorgerecht {sub} {n} [juristisch] bakım ve koruma hakkı
das Erbfolgerecht {sub} {n} miras hakkı
fachgerecht {adj} profesyonelce
fachgerecht {adj} ustaca
fachgerecht {adj} işe uygun olarak
fachgerecht {adj} kuralınca
fachgerecht {adj} uzmanca
familiengerecht {adj} aileye uygun
fluchtgerecht {adj} hizaya uygun
0.005s