768.284 Einträge, 249.732 Anfragen
Dolmetscher- und Übersetzerverzeichnis aller Sprachen / Tüm diller için Tercüman listesi
Keine direkten Treffer gefunden für: cezaland

Deutsch Türkisch

51 indirekte Treffer gefunden für: cezaland

Deutsch Türkisch
abgestraft cezalandırılmış
abstrafen {v} cezalandırmak
die Abstrafung {sub} {f} cezalandırma
die Abstrafung {sub} {f} cezalandırılma
Abteilung der Verurteilten {sub} {f} cezalandırılınanlar bölümü
das Ahnden {sub} {n} cezalandırma
ahnden {v} [ahndete, hat geahndet] cezalandırmak
ahndend {adj} cezalandırarak
ahndet cezalandırır
ahndete cezalandırmıştı
die Ahndung {sub} {f} cezalandırma
Ahndungs- cezalandırma
belegen {v} [belegte, hat belegt] cezalandırmak
bestrafe [ich~] cezalandırıyorum
bestrafen {v} [bestrafte, hat bestraft] cezalandırmak
bestrafend {adj} cezalandıran
der Bestrafer {sub} {m} cezalandırıcı
bestraft werden {v} cezalandırılmak
die Bestrafung {sub} {f} cezalandırma
die Bestrafung {sub} {f} cezalandırılma
Bestrafung vermeiden {v} cezalandırılmayı önlemek
Bewertung der Strafbarkeit cezalandırılabilmeyi değerlendirme
die Diversion {sub} {f} cezalandırma yerine eğitme anlamında gençlerin suç işlemeleri durumunda Gençlik Ceza Kanunu çerçevesindeki yasal uygulama
dran sein {v} {ugs.} [bestraft werden, fällig sein] cezalandırılmak
eingehen {v} [Strafvollzug] cezalandırılmak
er, sie gehört bestraft cezalandırılması gerekir
maßregeln {v} cezalandırmak
Maßregelungs- cezalandırma-
die Maßreglung {sub} {f} cezalandırılma
die Nemesis {sub} {f} cezalandırıcı adalet
nicht geahndete Straftat cezalandırılmamış suç
Objektive Bedingung der Strafbarkeit {sub} {f} cezalandırılabilmenin maddi koşulu
objektive Bedingungen der Strafbarkeit {sub} {pl} cezalandirilabilirliğin objektif koşulları
pönalisieren {v} [unter Strafe stellen, bestrafen] cezalandırmak
pönalisiert [es ist~] cezalandırılmış
der Rächer {sub} {m} cezalandırıcı kimse
sanktionieren {v} [sanktionierte, hat sanktioniert] cezalandırmak
strafbar {adj} [Rechtswissenschaft] cezalandırılmayı gerektiren
strafbarer Schuld cezalandırılması gereken suç
die Strafbarkeit {sub} {f} cezalandırabilirlik
der Strafbarkeitsirrtum {sub} {m} cezalandırabilirlik yanılsaması
Strafbedrohte Handlung {sub} {f} cezalandırabiliren fiil
Strafbedrohte Handlung {sub} {f} cezalandırılabilinen fiil
die Strafe {sub} {f} cezalandırma
strafen {v} cezalandırmak
strafend {adj} cezalandıran
staflose Vor- und Nachtaten {sub} {pl} cezalandırılmayan önceki ve sonraki hareketler
strafmündig {adj} [Rechtswissenschaft] cezalandırılabilecek yaşta
ungeahndet cezalandırılmamış
ungestraft {adj} cezalandırılmadan
ungestraft {adj} cezalandırılmamış
0.003s