1 direkte Treffer gefunden für: Gel

Deutsch Türkisch
das Gel {sub} {n} jel

77 indirekte Treffer gefunden für: Gel

Deutsch Türkisch
Abgeltung der Einkommensteuer {sub} {f} gelir vergisinin ödeşmesi
abgeschürft sein {v} gelberi ile sıyrılmış olmak
Abladen der bestellten Waren {sub} {n} gelen malları boşaltma
Ablauf der Entwicklung {sub} {m} gelişme seyri
Ableitung des künftigen Geschäftes {sub} {f} gelecekteki ticarethaneyi türetme
Abmachung über Einnahmeaufteilung {sub} {f} gelir bölüşümünde anlaşma
abortiv {adj} gelişmemiş
Abteilung Entwicklung {sub} {f} geliştirme bölümü
Abteilung Entwicklungspolitiken {sub} {f} gelişme politikaları bölümü
Abtrennen der ankommenden Leitung {sub} {n} gelen hattı kesme
Abwanderung von Mitteln {sub} {f} gelir kaybaklarının göçü
abwerfen {v} [Gewinn] gelir bırakmak
abwerfen {v} [Gewinn] gelir getirmek
der Abwurf {sub} {m} gelir
Abzug der Kapitalertragssteuer {sub} {m} gelir vergisi kesintisi
adult {adj} gelişkin
Agenda für Entwicklung {sub} {f} gelişme için ajanda
alles Gute für die Zukunft gelecekte her şey iyi olsun
alles Gute für Ihre Zukunft geleceğinizde her şey iyi olsun
Alphaversion {v} gelişme çağındaki program versiyonu
alte Bräuche {sub} {pl} gelenekler
althergebracht {adj} geleneksel
altherkömmlich {adj} geleneksel
die Altherkömmliche {sub} {f} geleneksel
am Gedeihen hindern gelişmesini önlemek
am kommenden Sonntag gelecek pazar günü
am nächsten Morgen gelecek sabah
am nächsten Tag gelecek gün
an tradition festhaltend geleneğe bağlı olarak
an Tradition hängend geleneklerine bağlı kalan
die Anabolie {sub} {f} gelişmede yeni özelliklerin gelişimi
anbahnen {v} [sich] gelişme göstermek
die Anemone {sub} {f} [Pflanze] gelincik
die Anfuhr {sub} {f} gel
Anfuhr und Abfuhr {sub} {f} gel ve gidiş
angeborene Hüftdysplasie {sub} {f} [Hüftgelenkdysplasie] med. gelişimsel kalça çıkığı
angeborene Hüftluxation {sub} {f} [Fehlstellung des Hüftgelenks, bei der sich der Gelenkkopf außerhalb der Pfanne befindet] med. gelişimsel kalça çıkığı
angehend {adj} gelişmekte olan
Angehörige der Braut {sub} {pl} gelinin akrabaları
Angehörige der Braut {sub} {pl} gelinin aile efradı
angehörige und Freunde der braut {sub} {pl} gelinin aile efradı ve arkadaşları
angekommen [er, sie, es ist~] geldi
angekommen sein {v} gelmiş olmak
angereist gelmiş
angestammt {adj} geleneksel
angestammte Rechte {sub} {pl} geleneksel haklar
angestammtes Recht {sub} {n} geleneksel hak
Angst vor der Zukunft {sub} {f} gelecek korkusu
ankommen sollen {v} [sie hätten~] gelmeleri gerekiyordu
ankommen und abfahren {v} gelmek ve tekrar kalkıp gitmek
ankommend {adj} [Anruf, Zug] gelen
der Abdeckziegel {sub} {m} kapatma kiremidi
abgestrahlter Schallpegel {sub} {m} yayılan ses seviyesi
abgestumpfter Kegel {sub} {m} kesik mahrut
abgestumpfter Kegel {sub} {m} küt koni
der Ablationskegel {sub} {m} ablasyon konisi
die Ableitungsregel {sub} {f} [Wort] türetme kuralları
die Ableitungsregel {sub} {f} sevk kuralları
die Ableitungsregel {sub} {f} türetme kuralı
der Ablenkspiegel {sub} {m} saptırıcı ayna
der Abmangel {sub} {m} eksik miktar
abnehmbare Kupplungskugel {sub} {f} skülebilen debriyaj bilyası
der Abnehmerbügel {sub} {m} götürme kolu
die Abrechnungsregel {sub} {f} hesaplama kaidesi
die Abrufabgrenzungsregel {sub} {f} çağırım sınırlama kuralı
die Abschlusskugel {sub} {f} bilyası
die Abschreibungsregel {sub} {f} amortisman kuralı
der Abschreibungsspiegel {sub} {m} amortisman yazılı gösterimi
die Abseitsregel {sub} {f} ofsayt kuralı
der Absenkungskegel {sub} {m} daldırma konisi
absoluter Leistungspegel {sub} {m} mutlak verim seviyesi
absoluter Pegel {sub} {m} mutlak seviye
absoluter Spannungspegel {sub} {m} mutlak gerilim seviyesi
der Absperrkegel {sub} {m} kapatma konisi
die Absperrung {sub} {f} [Sperre, Barriere, durch die ein Bereich abgesperrt wird] engel
der Abstandsbügel {sub} {m} ara köprüsü
die Abstimmungsregel {sub} {f} oylama kuralı
0.004s