29 direkte Treffer gefunden für: Birlikte


77 indirekte Treffer gefunden für: Birlikte

Deutsch Türkisch
die Abendmahlsgemeinschaft {sub} {f} birlikte akşam yemeği
abmessbar {adj} birlikte ölçülebilir
die Abmessbarkeit {sub} {f} birlikte ölçülebilme
an einem Strang ziehen {v} birlikte hareket etmek
arbeitet zusammen [er, sie, es~] birlikte çalışıyor
auf Gemeinschaftsebene koordinierte Aufsicht birlikte koordine edilen bekçilik
Ausschuss für Zusammenarbeit {sub} {m} birlikte çalışma komisyonu
die Begleitdokumente {sub} {pl} birlikte gönderilen evraklar
begleitende Frage {sub} {f} birlikte sorulan soru
begleitende Prüfung {sub} {f} birlikte yapılan inceleme
begleitende Software {sub} {f} birlikte çalışan yazılım
begleitender Kommentar {sub} {m} birlikte yapılan yorum
der Begleiter {sub} {m} birlikte giden
die Begleiterscheinung {sub} {f} birlikte olan
das Begleitschreiben {sub} {n} birlikte gönderilen yazı
die Begleitung {sub} {f} [nicht standardsprachlich: begleitete Tour] birlikte gitme
beibringen {v} [brachte bei, hat beigebracht] birlikte getirmek
die Beibringung {sub} {f} birlikte getirme
beieinander halten {v} birlikte tutmak
beieinander liegen {v} birlikte yatmak
beieinander sein {v} birlikte olmak
das Beieinandersein {sub} {n} birlikte olma
beipacken {v} [packte bei, hat beigepackt] birlikte paketlemek
bezogene Farbe {sub} {f} birlikte algılanmış renk
Büros in der Gemeinschaft {sub} {pl} birlikte büro
die Zusammenarbeit anstreben {v} birlikte çalışmayı amaç edinmek
die Zusammenarbeit anstreben {v} birlikte çalışmaya çabalamak
die Zusammenarbeit anstreben {v} birlikte çalışma arzusunda olmak
die Zusammenarbeit verweigern {v} birlikte çalışmayı reddetmek
ehig {adj} [Tier] birliktelik
die Eigentumsgemeinschaft {sub} {f} birlikte mülkiyet
eine Fahrgemeinschaft birlikte yolculuk
eine Fahrgemeinschaft bilden {v} birlikte yolculuk yapmak için grup oluşturmak
Einigkeit macht stark birlikten güç doğar
Entwicklung der Teamfähigkeit {sub} {f} birlikte çalışma yeteneğinin gelişimi
erschallen {v} birlikte salınmak
die Fahrgemeinschaft {sub} {f} birlikte yolculuk
Fähigkeit zur Zusammenarbeit {sub} {f} birlikte çalışma hüneri
gemeinsam ausbrechen {v} birlikte kaçmak
gemeinsam benutzbar birlikte kullanılabilir
gemeinsam finanzieren {v} birlikte finanse etmek
gemeinsam fliehen {v} birlikte kaçmak
gemeinsam genutzte Datei {sub} {f} birlikte kullanılan dosya
gemeinsam genutzte Einrichtungen {sub} {pl} birlikte kullanılan donanımlar
gemeinsam genutzte Festplatte {sub} {f} birlikte kullanılan sabit disk
gemeinsam genutzter Drucker {sub} {m} birlikte kullanılan baskı aleti
gemeinsam genutzter Rechner {sub} {m} birlikte kullanılan bilgisayar
gemeinsam haftbar birlikte sorumlu
gemeinsam haften birlikte sorumluluk taşımak
gemeinsam haftend birlikte sorumluluk taşıyan
gemeinsam handeln {v} birlikte hareket etmek
alle zugleich hep birlikte
alle zusammen hep birlikte
bei Bezahlung ödemeyle birlikte
brutto {adv} darasıyla birlikte
brutto {adv} kesintilerle birlikte
dabei {adv} bununla birlikte
delineavit [Latein = hat es gezeichnet] adı ile birlikte
dem ungeachtet {adv} bununla birlikte
dem unerachtet {adv} bununla birlikte
einschließlich {adv} ile birlikte
einstimmig {adj} hep birlikte
gleichwohl bununla birlikte
im Chor hep birlikte
im engeren Freundeskreis feiern {v} yakın arkadaş çevresi ile birlikte
im engersten Familienkreis yakın akrabalarla birlikte
knüppeldick {adj} hep birlikte
mit [zusammen-] ile birlikte
mit jemandem zusammen biriyle birlikte
mit Kind und Kegel çoluk çocuk hep birlikte
mitsamt {adv} …ile birlikte
die Mitverantwortung {sub} {f} başkalarıyla birlikte
nichtsdestoweniger {adv} bununla birlikte
der Sadomasochismus {sub} {m} mazoşizm ve sadizm birlikte
samt [Präposition] ile birlikte
samt meinem Vater babamla birlikte
samt und sonders {adv} hep birlikte
0.005s