11 direkte Treffer gefunden für: Armut


77 indirekte Treffer gefunden für: Armut

Deutsch Türkisch
Armut erzeugen {v} yoksulluk yaratmak
Armut ist in London sehr verbreitet Londra‚da yoksulluk çok yaygın
Armut lindern {v} fakirliği azaltmak
Armut machte sich breit yoksulluk çoğaldı
Armut über Generationen {sub} {f} kuşaklar boyu süregelen yoksulluk
die Armutbekämpfungsstrategie {sub} {f} yoksullukla mücadele stratejisi
die Armutsbekämpfung {sub} {f} yoksullukla mücadele
der Armutsbericht {sub} {m} yoksulluk raporu
die Armutsberichterstattung {sub} {f} yoksulluk raporunun sunumu
die Armutsbewegung {sub} {f} yoksullar hareketlenmesi
der Armutsfall {sub} {m} yoksulluk
die Armutsfalle {sub} {f} yoksulluk tuzağı
die Armutsfalle {sub} {f} yoksulluk çukuru
der Armutsflüchtling {sub} {m} fakirlik göçmeni
der Armutsflüchtling {sub} {m} yoksulluk göçmeni
die Armutsflüchtlinge {sub} {pl} fakirlikten kaçan göçmenler
die Armutsforchung {sub} {f} yoksulluk araştırması
der Armutsforscher {sub} {m} yoksulluk araştırıcısı
die Armutsforschung {sub} {f} yoksulluk araştırması
das Armutsgebiet {sub} {n} yoksulluk bölgesi
die Armutsgefährdungsschwelle {sub} {f} yoksulluk sınırı
die Armutsgrenze {sub} {f} yoksulluk sınırı
die Armutsminderung {sub} {f} fakirliği azaltma
die Armutsminderung {sub} {f} yoksulluğu azaltma
das Armutsminderungsstrategiepapier {sub} {n} yoksulluğu azaltma stratejisi kâğıdı
die Armutsorientierung {sub} {f} fakirlik durumunu belirleme
die Armutsquote {sub} {f} yoksulluk oranı
die Armutsreduzierung {sub} {f} yoksulluğu azaltma
das Armutsrisiko {sub} {n} yoksulluk riski
die Armutsschwelle {sub} {f} yoksulluk eşiği
die Armutssgrenze {sub} {f} yoksulluk sınırı
die Armutsspirale {sub} {f} yoksulluk helezonisi
das Armutszeugnis {sub} {n} fakirlik belgesi
das Armutszeugnis {sub} {n} fakirlik ilmuhaberi
Armutszeugnis der modernen Gesellschaft modern toplumun ayıbı
die Armutszone {sub} {f} yoksul bölge
der Birnbaum {sub} {m} armut ağacı
das Birnbaumholz {sub} {n} armut ağacı kerestesi
die Birne {sub} {f} armut ağacı
die Birnen {sub} {pl} armutlar
der Birnenbaum {sub} {m} armut ağacı
die Birnenblüte {sub} {f} armut çiçeği
birnenförmig {adj} armut biçimi
birnenförmig {adj} armut biçiminde
birnenförmige glühlampe {sub} {f} armut biçimi akkor lambası
birnenförmige Getriebe mit Achsverbindung {sub} {pl} armut tipi mile bağlamalı redüktörler
birnenförmiger Einkristallkörper armut tipi kristal nesne
birnenförmiger konverter {sub} {m} armut biçimi konvertisör
der Birnenkompott {sub} {m} armut kompostosu
der Birnenkürbis {sub} {m} armutkabağı
der Birnenlikör {sub} {m} armut likörü
die Affektarmut {sub} {f} [Psychologisch] duygu noksanlığı
Aktivisten gegen Armut {sub} {pl} fakirliğe karşı eylemciler
alle Merkmale der Armut fakirliğin tüm belirtileri
die Altersarmut {sub} {f} yaşlılık yoksulluğu
andauernde Armut {sub} {f} [Armut über Generation] devamlı yoksulluk
ansteckende Blutarmut {sub} {f} geçici kansızlık
die Antriebsarmut {sub} {f} dürtücü güç zayıflığı
äusserste Armut {sub} {f} aşırı yoksulluk
äußerste Armut {sub} {f} olağanüstü fakirlik
die Backbirne {sub} {f} pişirme armut
Bekämpfung der Armut {sub} {f} yoksullukla mücadele
Bekämpfung der Armut {sub} {f} fakirlikle mücadele
die Bergamotte {sub} {f} bir cins armut
der Bewegungsarmut {sub} {m} hareket fakirliği
bittere Armut {sub} {f} acıklı fakirlik
die Blutarmut {sub} {f} anemi
die Blutarmut {sub} {f} anemik durum
die Blutarmut {sub} {f} kansıslık
die Blutarmut {sub} {f} kansızlık
die Bratbirne {sub} {f} kızartılmış armut
die Butterbirne {sub} {f} bir cins armut
der Kampf gegen die Armut fakirliğe karşı savaş
drückende Armut {sub} {f} sıkıntılı yoksulluk
die Einkommensarmut {sub} {f} gelir fakirliği
erdrückende Armut {sub} {f} bunaltıcı fakirlik
die Fischarmut {sub} {f} balık azlığı
0.006s