1 direkte Treffer gefunden für: yemekte

Deutsch Türkisch
beim Essen yemekte

31 indirekte Treffer gefunden für: yemekte

Deutsch Türkisch
am Essen sparen yemekten tasarruf yapmak
anessen {v} [ an, hat angegessen] yemekten dolayı almak
die Anorexie {sub} {f} yemekten kesilme
der Anorexiepatient {sub} {m} yemekten kesilme hastası
die Anorexiepatientin {sub} {f} yemekten kesilme hastası bayan
die Anorexien {sub} {pl} yemekten kesilmeler
beim Essen sein yemekte olmak
beschlabbern {v} yemekte üstünü kirletmek
der Bolustod {sub} {m} yemekte genize giderek ölüm
der Gourmet {sub} {m} yemekten anlayan kişi
der Kostverächter {sub} {m} yemekten nefret eden kişi
nach dem Essen yemekten sonra
nach der Mahlzeit yemekten sonra
nach Tisch yemekten sonra
die Nachspeise {sub} {f} yemekten sonra yenen tatlı veya meyve
der Nachtisch {sub} {m} [Oberschichtsgebrauch] yemekten sonra yenen tatlı veya meyve
die Nachtische {sub} {pl} yemekten sonra yenen tatlı veya meyveler
nahrungsbedingte Albuminurie {sub} {f} yemekten ileri gelen albüminüri
nahrungsbedingte Azotämie {sub} {f} yemekten ileri gelen kanda azot fazlalığı
nahrungsbedingte Fettsucht {sub} {f} yemekten ileri gelen yağlanma
nahrungsbedingte Gastritis {sub} {f} yemekten ileri gelen gastrit
nahrungsbedingte Glukosurie {sub} {f} yemekten ileri gelen idrardan üzüm şekeri atma
nahrungsbedingte Lipämie {sub} {f} yemekten ileri gelen kanda yağ birikimi
der Nahrungsentzug {sub} {m} yemekten mahrumiyet
sich nach dem Essen zurückziehen {v} yemekten sonra çekilmek
der Tafelwein {sub} {m} yemekte içilen hafif şarap
die Tafelweine {sub} {pl} yemekte içilen hafif şaraplar
vor dem Essen yemekten önce
vor der Mahlzeit yemekten önce
vor Tisch yemekten önce
nahrungsbedingte Diarrhöe {sub} {f} yemekten ileri gelen ishal
0.003s