15 direkte Treffer gefunden für: yanInda


77 indirekte Treffer gefunden für: yanInda

Deutsch Türkisch
am Körper tragen {v} yanında taşımak
am oder nach yanında veya yakınında
am oder um den yanında veya etrafında
am oder vor yanInda veya önünde
bei sich haben yanında olmak
bei sich tragen yanında taşımak
berühren {v} [berührte, habe berührt] yanından geçmek
dabei stehen yanında durmak
dabeihaben {v} [hatte dabei, habe dabeigehabt] yanında bulundurmak
dabeihaben {v} [hatte dabei, habe dabeigehabt] yanında taşımak
dabeiliegen {v} [hatte dabei, habe dabeigehabt] yanında bulunmak
dabeisein {v} yanında olmak
dabeisitzen {v} yanında oturmak
dabeistehen {v} yanında durmak
daneben liegen {v} yanında yatmak
daneben sein {v} yanında olmak
danebengehen {v} yanında yürümek
danebenliegend {adj} yanında duran
danebenliegend {adj} yanında yatan
ein Schwert an der Seite tragen yanında bir kılıç taşımak
einbringen {v} [ich brachte ein, ich habe eingebracht] yanında getirmek
er hatte kein Geld bei sich yanında para yoktu
er hatte seinen Hund bei sich yanında köpeği yanındaydı
er hatte keinen Hund bei sich yanında köpeği yoktu
etwas dabeihaben {v} yanında biraz bulunmak
flankieren {v} yanında bulunmak
flankierend {adj} yanında bulunan
im Vorbeigehen yanından geçerken
kein Geld bei sich haben {v} yanında parası olmamak
mitbringen {v} yanında getirmek
mitbringend {adj} yanında getir
mitführen {v} [führte mit, hat mitgeführt] yanında bulundurmak
mitführen {v} [führte mit, hat mitgeführt] yanında götürmek
die Mitführung {sub} {f} [Amtsspr.] yanında bulundurma
mithaben {v} [hatte mit, hat mitgehabt] yanında bulundurmak
mithaben {v} [hatte mit, hat mitgehabt] yanında getirmiş olmak
mitnehmen {v} [nahm mit, hat mitgenommen] yanında götürmek
Neben- yanında bulunan
Nebengelassen [er, sie, es hat~] yanında bıraktı
nebenher gehen {v} yanında yürümek
nebenher laufen {v} yanında koşmak
nebenhergehend {adj} yanında giden
der Nebenmann {sub} {m} yanında duran kişi
nicht erlaubter Besitz von Rauschmitteln yanında bulundurulması yasak uyuşturucular
der Passzwang {sub} {m} yanında pasaport bulundurma mecburiyeti
stoßen an etwas {v} yanında bulunmak
um jemanden herumlaufen yanından geçmek
vorbei {adv} yanından geçerek
vorbei gehen {v} yanından gecerek gitmek
vorbeifahren {v} [fuhr vorbei, ist vorbeigefahren] yanından sürüp geçmek
vorbeifahrend {adj} yanından sürüp geçen
an [Präposition +Dativ: Ort] -in yanında
an beiden Seiten her iki yanında
an dem Fenster pencerenin yanında
an seiner Seite onun yanında
aneinander {adv} birbiri yanında
auf der jährlichen Steuererklärung senelik vergi beyanında
auf der jährlichen Steuererklärung yıllık vergi beyanında
auf der Seite des Rechts hakkın yanında
bei der Post postahanenin yanında
bei dir senin yanında
berufsbegleitend {adj} mesleğin yanında
daneben {adv} bunun yanında
daneben {adv} onun yanında
darneben {adv} [veraltet "daneben"] yanına, yanında
dicht, direkt, genau daneben hemen yanında
gerade neben tam yanında
in seiner Gegenwart onun yanında
jenseits {adv} öte yanında
mitunter {adv} bunun yanında
neben [Präposition +Dativ: Ort] -in yanında
neben anderen Aufgaben öteki görevlerin yanında
neben anderen Aufgaben öteki ödevlerin yanında
neben anderen Formen öteki şekillerin yanında
neben anderen Organisationen öteki organizasyonların yanında
neben dem Genannten bahsedilenin yanında
neben dem Mikrofonanschluss mikrofon bağlantısının yanında
0.005s