9 direkte Treffer gefunden für: wie


77 indirekte Treffer gefunden für: wie

Deutsch Türkisch
wieder einstellen {v} tekrar ayarlama
wie ein Hering {sub} {m} [Zoologie] çok zayıf
Wie der Herr, so das Gescher [redewendung: Man sieht jemandem an, ob er reich ist] Birinin zengin olduğu durumundan belli olur
wie? {adv} dolaylı ve dolaysız soru zarfı
wie? {adv} nasıl?
wie? {adv} ne gibi?
wie? {adv} ne surette?
wie? {adv} ne tarzda?
wie? {adv} ne şekilde?
wie? {adv} olduğu zaman
wie auch hemde
wie auch immer her nasılsa
wie abgesprochen [seltsamer Zufall] konuşulduğu gibi
wie abwesend {adj} yok gibi
wie abzusehen war öngörüldüğü gibi
wie alle Anderen ötekiler gibi
wie alle anderen auch aynen ötekiler gibi
Wie alt bist du? kaç yaşındasın?
Wie alt ist er? O kaç yaşında?
wie alt schätzt du ihn? onu kaç yaşında tahmin edersin?
wie alt sind Sie? kaç yaşındasınız?
wie am Orte üblich yörenin alışkanlıklarına göre
wie am Schnürchen antworten takır takır cevaplamak
wie am Schnürchen gehen {v} işler yolunda gitmek
wie am Schnürchen gehen {v} işleri saat gibi doğru işlemek
wie am Schnürchen laufen saat gibi işlemek
wie am Spieß schreien {v} {ugs.} ateşe atmışlar gibi bağırmak
wie angeboten teklifteki gibi
wie angefordert talep edildiği gibi
wie angegeben bildirildiği gibi
wie angeschossen kommen {v} çarçabuk gelmek
wie angegossen cuk diye oturmuş
wie angegossen kalıp gibi
wie angegossen passen {v} {ugs.} kalıp gibi uymak
wie angegossen passen {v} kalıp gibi oturmak
wie angegossen passen {v} tam da bedenine göre olmak
wie angegossen passen {v} üzerine uymak
wie angegossen sitzen {v} cuk diye oturmak
wie angenagelt dastehen {v} çakılıp kalmak
wie angewurzelt dastehen {v} kök salmışçasına dikilmek
wie angeordnet sıralandığı gibi
wie angewurzelt stehen bleiben {v} kök salmış gibi dikilip kalmak
wie angewurzelt stehen bleiben {v} olduğu yere çakılıp kalmak
wie auch nitekim
wie auch immer her halükarda
wie auf der Messe gesehen fuarda görüldüğü gibi
wie auf Eiern gehen {v} çekinerek yürümek
wie auf einem Pulverfass sitzen {v} barutfıçısı üstünde oturmak
wie auf einem Pulverfass sitzen {v} büyük tehlikede bulunmak
wie auf einem Schlachtfeld savaş alanı gibi
wie auf einem Schlachtfeld muharebe meydanı gibi
als wie {ugs.} gibi
anderswie {adv} başka türlü
anderswie {adv} başka çeşit
auf dem gleichen Niveau stehen wie …gibi aynı seviyede olmak
auf gleicher Höhe wie …gibi aynı yükseklikte
auf Materialien wie …gibi malzemeler
ähnlich wie …e, ...a benzer
das gefällt mir irgendwie nedense bu hoşuma gidiyor
ebenfalls ... wie hem ... ve hem de
ebenfalls gut wie sanki... gibi
ebenfalls viele wie ... gibi çok
ebenso gut wie sanki
ebenso wie hem ... hem de ...
ebenso wie ne kadar ise o kadar ...
egal wie nasıl olursa olsun
erzählen Sie mir wie bana anlatın, nasıl!
etwa genauso hoch wie aşağı yukarı …gibi aynı
fast genauso wie hemen hemen gibi aynı
fast so alt wie aşağı yukarı aynı bu yaşta
ganz gleich wie nasıl olursa olsun
genau so wie aynen…
genauso wie aynısı
genausowenig ... wie onun gibi aynı azlıkta
gleichbedeutend wie …ile aynı anlamda
gleichwie [Konjunktion] gibi
irgendwie {adv} bir şekilde
0.005s