15 direkte Treffer gefunden für: koyu


77 indirekte Treffer gefunden für: koyu

Deutsch Türkisch
abdicken {v} koyultmak
die Ablegung {sub} {f} koyulma
Aktiviert oder deaktiviert den Fettdruck koyu baskıyı faal ve gayri faal hale getirir
als Schafweide genutzt koyun otlağı olarak kullanılır
andicken {v} koyulaştırmak
anpacken {v} [Problem] koyulmak
anziehen {v} [zog an, hat angezogen] koyulaşmak
das Argali {sub} {n} koyun
die Ausflockung {sub} {f} koyulaşma
auszeichnen {v} [zeichnete aus, hat ausgezeichnet] koyu renk basarak belirgin hale getirmek
die Auszeichnung {sub} {f} koyu renk basarak belli etme
die Ätzkalilauge {sub} {f} koyu potas kostik eriyiği
der Beifuß {sub} {m} koyunotu
Berliner Blau koyu mavi
das Bindemittel {sub} {n} koyulaştırıcı madde
blöken wie ein Schaf koyun gibi melemek
blökend wie ein Schaf koyun gibi meleyerek
der Brasil {sub} {m} koyu renkli tütün
der Brasiltabak {sub} {m} koyu renkli bir cins tütün
der Brimsen {sub} {m} koyun sütünden peynir
der Brimsenkäse {sub} {m} koyun sütünden peynir türü
die Brust {sub} {f} koyun
die Brusttasche {sub} {f} koyun cebi
die Bräune {sub} {f} koyu renk
der Busen {sub} {m} [allgemein] koyun
Desinfektionsbad für Schafe {sub} {n} koyunlar için dezenfeksiyon banyosu
der Dickflüssigkeitgrad {sub} {m} koyuluk derecesi
dick {adj} koyulaşmış
die Dickflüssigkeit {sub} {f} koyuluk
das Dickblut {sub} {n} koyu kan
die Dicke {sub} {f} koyuluk
dicke Buttermilch {sub} {f} koyu ayran
dicke Gemüsesuppe {sub} {f} koyu sebze çorbası
dicke Milch {sub} {f} koyu süt
dicke Suppe {sub} {f} koyu çorba
dicker Nebel {sub} {m} koyu sis
der Dickextrakt {sub} {m} koyu usare
dickflüssig werden {v} koyulaştırmak
dickflüssige Salbe {sub} {f} koyu merhem
die Dickmaischpumpe {sub} {f} koyu tahammür pompası
die Dickmilch {sub} {f} koyulaşmış süt
die Dickpfanne {sub} {f} koyulaştırma kabı
der Dicksaft {sub} {m} koyu şerbet
der Dickstoffreiniger {sub} {m} koyu madde temizleyici
das Dicköl {sub} {n} koyulaşmış yağ
Dielung zur Schafschur {sub} {f} koyun kırkmak için çıta döşeme
die Dorfgeschichte {sub} {f} köyün geçmişi
die Dorfälteste {sub} {f} köyün ileri gelen yaşlısı
der Dorfältester {sub} {m} köyün ileri gelen yaşlısı
dranmachen {v} [sich] koyulmak
dunkel geschaltet koyu gölgeli
das Alpendorf {sub} {n} dağ köyü
die Anlieferbucht {sub} {f} teslim koyu
das Bauerndorf {sub} {n} çiftçi köyü
das Bergdorf {sub} {n} dağ köyü
der Bürgerentscheid {sub} {m} [Volksentscheid] halkoyu
das Containerdorf {sub} {n} konteyner köyü
Danziger Bucht {sub} {f} Danzig koyu
dunkeler {adj} daha koyu
dunkelest {adj} en koyu
dunkler {adj} daha koyu
eine Schattierung dunkler bir ton daha koyu
das Eingeborenendorf {sub} {n} yerli köyü
das Erholungsgebiet {sub} {n} tatil köyü
das Feriendorf {sub} {n} tatil köyü
das Fischerdorf {sub} {n} balıkçı köyü
das Grenzdorf {sub} {n} sınır köyü
die Haltebucht {sub} {f} [für Linienbus] durma koyu
das Helldunkel {sub} {n} açık-koyu
Kieler Bucht {sub} {f} Kiel koyu
das Kinderdorf {sub} {n} çocuk köyü
das Küstendorf {sub} {n} sahil köyü
Lübecker Bucht {sub} {f} Lübeck koyu
Persischer Golf {sub} {m} İran koyu
das Plebiszit {sub} {n} halkoyu
das Polderdorf {sub} {n} denizden kazanılmış toprak köyü
das Referandum {sub} {n} halkoyu
0.005s