Keine direkten Treffer gefunden für: aralar

Deutsch Türkisch

76 indirekte Treffer gefunden für: aralar

Deutsch Türkisch
auf gutem Fuß stehen araları iyi olmak
aufeinanderbeziehen {v} aralarında ilişki kurmak
aufeinander beziehen {v} aralarında ilişki kurmak
aussöhnen {v} aralarını bulmak
aussöhnen {v} aralarını yapmak
die Blutsverwandschaft {sub} {f} aralarında kan bağı olan akrabalık
blutsverwandt {adj} aralarında kan bağı olan akrabalık
darunter {adv} aralarına
darunter {adv} aralarında
dazwischen {adv} aralarına
dazwischen {adv} aralarında
dazwischengefahren [er, sie, es ist~] aralarına sürdü
das Effilieren {sub} {n} aralarından keserek inceltme
effilieren {v} aralarından keserek inceltmek
einigen {v} [ich einigte, ich habe geeinigt] aralarını bulmak
entzweien {v} aralarını açmak
entzweien {v} aralarını bozmak
entzweien {v} [sich] araları açılmak
entzweiend {adj} aralarını açan
die Entzweiung {sub} {f} aralarının açılması
gebrochene Farbe {sub} {f} aralarında başka renkler olan renk
in die Zeilenzwischenräume schreiben {v} aralara yazmak
der Klüngel {sub} {m} [figürlich] aralarına yabancıları sokmayan insan grubu
der Kognat {sub} {m} aralarında kan bağı bulunan akraba
koordinieren {v} aralarında uyum sağlamak
Misshelligkeiten haben {v} araları bozuk olmak
Misshelligkeiten haben {v} aralarından kara kedi geçmek
mit dabei sein {v} aralarında olmak
mit dabei sein wollen {v} {ugs.} aralarında olmak istemek
mit etwas verkoppeln {v} aralarında bir ilişki kurmak
miteinander verflechten {v} aralarında bağlantı kurmak
schlichten {v} [schlichtete, hat geschlichtet] aralarını düzeltmek
sich einander entfremden araları açılmak
sich entfremden {v} araları açılmak
sich entzweien {v} araları açılmak
sich etwas zusammenreimen {v} {ugs.} aralarında ilişki kurmak
sich mit jemandem überwerfen araları açılmak
sich verkrachen {v} araları açılmak
sich zerstreiten {v} araları açılmak
sie haben sich entzweit araları açıldı
sie sind sich nicht grün {ugs.} araları şeker renk
uneinig {adj} araları açık
uneins {adj} araları açık
unter sich aralarında
untereinander {adv} [unter sich] aralarında
untereinander {adv} aralarında
unzertrennliche Freunde sein {v} aralarından su sızmamak
weiter auseinanderliegen aralarında büyük mesafe olmak
zerstreiten {v} [zerstritt sich, hat sich zerstritten] araları açılmak
zerstritten {adj} araları bozuk
die Abdeckrosten {sub} {pl} koruyucu ızgaralar
abdominelle Fettschürze {sub} {f} üst karında yatay şekilde yaralar
abschleift zımparalar
an Kunden geliehene Gelder {sub} {pl} müşterilere ödünç verilen paralar
die Ansichten {sub} {pl} manzaralar
ansichten von London {sub} {pl} Londra‚dan manzaralar
die Ausblicke {sub} {pl} manzaralar
ausländische Banknoten und Münzen yabancı kâğıt ve bozuk paralar
ausländische Münzen {sub} {pl} yabancı madenî paralar
ausstehende Gelder {sub} {n} tahsil edilmemiş paralar
die Bankeinlagen {sub} {pl} bankaya yatırılan paralar
Banknoten und Münzen {sub} {pl} banknotlar ve madeni paralar
die Bargelder {sub} {pl} nakit paralar
bereitgestellte Mittel {sub} {pl} hazır paralar
die Bestechungsgelder {sub} {pl} rüşvet amacıyla verilen paralar
beträchtliche Mittel {sub} {pl} büyük paralar
die Bezugsrollen {sub} {pl} referans makaralar
billige Geldsätze {sub} {pl} ucuz paralar
blühende Landschaften {sub} {pl} çiçekli manzaralar
brachliegende Gelder {sub} {pl} çalıştırılmayan paralar
die Bratroste {sub} {pl} ızgaralar
die Bronzemünzen {sub} {pl} bronz madenî paralar
die Chiffrenummern {sub} {pl} şifreli numaralar
die Depositengelder {sub} {f} depozito paralar
die Depositengelder {sub} {f} yatırılan paralar
die Durchwahlnummern {sub} {pl} direkt numaralar
0.005s